Cuma, Aralık 30, 2011

tam olarak resimde ki gibi olmasada bugün birileri fena basıldı:))

kadınların gerçekten tuhaf davranışları, ani kararları ya da kararsızlıkları var. mesela akşamdan "sabah mutlaka okula gidicem" diye yatıp uyanınca nedensiz vazgeçenler; bugün evde oturup dolapları toplıcam diyip kahvaltıyı dahi dısarda yapıp gece gezmelerine bile dahil olanlar; ya da çok eğlenceli bi gecenin ardından yok yere ertesi gün depresyon hırkalarını giyenler... bu liste uzar gider. 

bu sabah arkadasım zeytin aradı. telefon zangır zangır çalıyo, ben zaten yataga gireli henüz 3-4 saat olmus o uyur-uyanık halimle açtım. bizimki derse gitmemiş kalk bişeyler yapalım diyo. saolsun çeneside biraz düşüktür, böyle sabahlarda spatula görevi görür. resmen yatağımdan yastığımdan kazıdı beni. hummalı bi hazırlık sonrası çıktım; hummalı hazırlıkta bizim sitenin az ilerisindeki kahve bıdıbıdısı için. ama  hatun dediğin bakkala bile giderken şöyle gözünün üstüne sürmesini çekcek ya:) bindim arabaya gittim zeytini aldım. bizim kız bi tuhaf. böyle araba plakalarını falan okuyo. kendi kendine granitçi dedi ya falan diye mırıldanıyo. bizim kız sevgilisi olcak şahsı aramış. adam granitçideyim demiş daha cümleyi bitirmeden aaa arkadaşı gördüm diyip kapatmış. zeytin boş durur mu başlamış kurmaya. granitçi rutin gidilen ayak altı bi yer değil ki arkadaşıyla denk gelsin. ee tabi ben "aman granitçidedir abartma" falan derken geldik gelceğimiz yere. zeytin stresli sigaraya takviye yapcak, girdik markete. söylene söylene yürürken zeytin koşmaya başladı bende arkasından tabi. tuttu kolumdan yürü çıkyoruz diyo. ama beni çekiştirirken ellerinin arasında bi bomba tuttuğunu unutuyo. biran önce dışarı çıkmak gibi son derece normal bir amacımız vardı ta ki ben rafların altını üstüne getirene kadar. meğer zeytin limonun arkadaşını görmüş. hani şu granitçide seslendiği sonrada arkadaşı gördüm diyip telefonu kapattığı. zeytin uyanık hatun bide hisleride güçlü olunca yemede yanında yat çıkcak olayların. neyse hemen dökülen kutuları topladık meraklı gözlerle bakan teyzeleri aştık çıktık marketten. önümüzde iki seçenek var limon ya yandaki cafede ya da karşıdaki. zeytinin hisler kuvvetli ya hopppp attı kendini yandaki cafeye.

sakince yürürken "allah allah yanıldım mı" derken "biliyodummmm" diye haykırdı. sanki ortada bi iddia varda bizimki onu kazanmış gibi mutlu. ulan sevgili şahsını basmışşsın bi hatunla üstüne adam yüssüz gibi kalkıp yanına kadar gelip sana sarılıp seni öpüp masasına geri dönmüş. bi hırs yap bi sinirlen bi git kızın saçına falan yapış diimi. bi kadın olduğunu hatırla yahu. ama yok geçti adamın karşı masasına söyledi kahvesini höpürdete höpürdete içti üstüne fal baktı, saatlerce hiç bişey olmamış gibi güldü eğlendi. zeytine söyleyebildiğim tek şey adam için üzülüyorum demek oldu. düşünsenize adam kızı aldatıyo, kızın umrunda değil. adama psikolojik baskı. o adam düşünmez mi şimdi "ulan zeytin hiç mi değerim yoktu hiç mi üzülmedin, ben senin hayatını zerre kadarda mı karartamadım" diye. :))